2022 yılında e-postaların ortalama açılma oranı %21,50 idi.
Mükemmel e-postayı hazırlamak için saatler harcadığınızı, hedef kitlenizin okuması için heyecanlandığınızı, "gönder "e tıkladığınızı ve sonra... hiçbir şey olmadığını hayal edin.
Kimse açmıyor. Ya da daha kötüsü, doğrudan çöp kutusuna gidiyor.
Bunun sizin başınıza gelmesini istemezsiniz, değil mi?
Neyse ki, hedef kitlenizin ilgisini çekecek ve okumak isteyecekleri e-postalar oluşturmanıza yardımcı olacak ipuçları ve püf noktaları var. Öne çıkan ve abonelerinizin daha fazlası için geri gelmesini sağlayan bir haber bülteninin nasıl oluşturulacağına ilişkin ipuçlarımız için okumaya devam edin.
1. Online Bülteninizin Amacını Netleştirin
Öne çıkan içerikler oluşturmak için çevrimiçi bülteninizin ve e-posta listenizin amacını göz önünde bulundurmanız gerekir. Hedef kitlenize faydalı bilgiler sunmak mı?
Belirli bir sorunu çözmelerine yardımcı olmak mı? Yoksa sunduğunuz yeni ürün veya hizmetleri duyurmak mı?
Ayrıca, hedef kitlenizin bülteninize abone olmasını nasıl sağladığınızı da düşünün. Çevrimiçi bir ücretsiz hediye aracılığıyla mı? Yoksa web sitenizin altında bir kayıt çubuğunuz mu var?
Kitlenizin e-postalarınıza neden abone olduğunu bilmek önemlidir, çünkü bu size kitlenizin sizden ne almak veya öğrenmek istediğine dair önemli ipuçları verir.
Yeni başlayan biriyseniz ve takıldığınızı hissediyorsanız, yardım almak için bir blog forumuna katılmayı düşünebilirsiniz. Forumlar sadece yalnız olmadığınızı hissetmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda blog yazarlığı yapan akranlarınızdan birinin daha önce aynı sorunla karşılaşmış ve bir çözümü olma ihtimali de yüksektir.
Örnek Serbest Yazar E-posta Bülteni
Diyelim ki serbest çalışan bir yazarsınız ve e-posta bülteninizin temel amacı müşterilerinizi sunduğunuz yeni hizmetler hakkında bilgilendirmektir. Bu durumda, onlara yazılarında yaygın dilbilgisi hatalarından nasıl kaçınacakları gibi yararlı bilgiler sağlamak da yararlı olabilir.
Hatta e-postanızın altında kendinizi müşterilerinizin sorunlarına cevap veren kişi olarak tanıtabilirsiniz. Müşterilerinize kendi blogları veya web siteleri için hatasız bir makale yazmayı teklif etmek, hizmetlerinizi aşırı "satışçı" olmadan hedef kitleniz için yararlı bir şekilde pazarlamanın harika bir yolu olacaktır.
Ancak sabah kahvaltı rutininiz hakkında yazmaya başlarsanız ve bunu hizmetlerinizle ilgili herhangi bir şeye bağlamazsanız, hedef kitlenizin neden okumak istemeyebileceğini görebilirsiniz. İnsanların aradıkları soruların yanıtlarını bulmalarına yardımcı olarak öne çıktığınızı ve iyi bir e-posta bülteninin tam da bunu yapabileceğini unutmayın.
Birden Fazla E-posta Listesi Oluşturmayı Düşünün
Birden fazla e-posta listesi oluşturmak, çevrimiçi bir bülten oluşturmak için harika bir yöntemdir. Web siteniz yeterince büyükse ve/veya hedef kitlenizin ilgilenebileceği çeşitli konulara sahipseniz, birkaç farklı e-posta listesi oluşturmak daha kişiselleştirilmiş bir e-posta deneyimi sunmak için harika bir yol olabilir.
Bunu, belirli bir izleyicinin ne tür içeriklerle ilgilendiğini gösteren kısa bir test veya anket şeklinde yapabilirsiniz. Ayrıca, farklı konulardan bahsettiğiniz gönderilere bir "abone ol düğmesi" de ekleyebilirsiniz. Bunu yaparsanız, muhtemelen farklı e-postaları en fazla 2 veya 3 ile sınırlamak istersiniz, böylece her hafta düzinelerce ayrı e-posta yazmak zorunda kalmazsınız.
Birçok çevrimiçi e-posta sağlayıcısı, e-posta listenizi farklı gruplara ayırmanıza olanak tanır. Bu, tercihlerine ve ilk etapta size neden abone olduklarına bağlı olarak hedef kitlenizin belirli üyelerine yönelik belirli e-postaları hedefleyebileceğiniz anlamına gelir.
Hedef kitleniz ve/veya müşterileriniz bu kişisel dokunuşu hissedecek ve aboneliklerini önemsediğinizi onlara gösterdiğinizde size güvenme olasılıkları artacaktır.
Hedef Kitlenizi Tanıyın
Çevrimiçi bir bülten yazmak zor olabilir, ancak hedef kitlenizi tanımak için zaman ayırdığınızda süreç daha kolay hale gelir. Diyelim ki başarılı bir yemek blogunun sahibisiniz. İçeriğinizin çoğu yemek tariflerine odaklanıyor, ancak her gün blogunuzu nasıl büyüttüğünüzü ve tam zamanlı işiniz haline getirdiğinizi soran bir ton e-posta alıyorsunuz.
Belki de blog yazarlığı hakkında size e-posta gönderen kişilerin bazıları yemekle ilgilenmiyor veya bu konuda haber bültenleri almak istemiyor olabilir. Bu durumda iki ayrı e-posta listesine sahip olmak size fayda sağlayacaktır. Bu şekilde, kitlenizin her bölümü sizden tam olarak aradıkları şeyi alır ve her zaman inanılmaz bir değer elde eder.
Yemekle ilgili abonelikler için şöyle bir şey yazabilirsiniz: "Her Ay Gelen Kutunuza Yemek Tarifleri Gönderilmesini mi İstiyorsunuz? Bültenimize Şimdi Abone Olun!"
Blog e-posta listenize abonelikler için şöyle bir şey yazabilirsiniz: "Blogunuzu Ayda 5 Rakama Nasıl Çıkaracağınızı Öğrenmek İster misiniz? Her Hafta Yararlı İpuçları İçin Bültenimize Abone Olun!"
Her bir kaydın farklı kitle gruplarınızdan birine nasıl dikkatlice uyarlandığına dikkat ettiniz mi? Hedef kitleniz tam olarak ne için kaydolmuşlarsa onu aldıklarını bilerek kendilerini harika hissedecek ve siz de hedef kitlenizin neye ihtiyacı olduğunu önemsediğinizi göstererek öne çıkacaksınız.
Bülteninizi Hedef Kitlenize Özel Bülten Dizinlerine Gönderin
Bülten dizinleri, okuyucuların kendilerini en çok ilgilendiren konulardaki bültenleri bulabilecekleri veritabanlarıdır. Ayrıca bülteninizi etkili bir şekilde tanıtmak için de ideal bir yoldur.
Bülten yaratıcıları, kendi bültenleri için yeni aboneler oluşturmanın bir yolu olarak, genellikle iç görülerini ve uzmanlıklarını sergileyerek bu topluluklara yararlı ve ilgili içeriklerle katkıda bulunurlar.
Ancak daha geniş bir kitleye ulaşmak istiyorsanız, bülteninizi dizinlere ve toplayıcılara göndermek en etkili stratejilerden biridir. Dizinler, okuyucuların kendilerini en çok ilgilendiren konulardaki haber bültenlerini bulmaları için veri tabanı görevi görür. Bülten toplayıcıları da faydalı olabilir. Toplayıcılar, okuyucuların çeşitli haber kaynaklarından gelen bülten içeriğini tek bir yerde tüketmelerini sağlar.
2. Etkileyici Bir E-posta Konu Satırı Kullanın
Okuyucularınızda e-postayı hemen açma isteği uyandıran konu satırları oluşturmak istersiniz.
Bazen blog yazarları veya bülten oluşturucuları tüm harfleri kullanarak ilgi çekerler, ancak bunu her zaman yapmak istemezsiniz çünkü biraz abartılı görünebilir. E-posta konu satırınızda kullanabileceğiniz bazı iyi kelimeler şunlardır:
Freebie Inside: How I Saved 10,000 Dollars Last Year (ücretsiz şeyler + para tasarrufu)
Blog Yazarlarının %90'ının İlk Ayda Yaptığı Hatayı Yapmayın (merak, korku)
Zaman Daralıyor! Blog Yazmanın Temelleri E-Kitabını %50 İndirimli Alın (acil)
Daha sonra, e-postanızın içeriğine neleri dahil etmeniz gerektiğine dair önemli ipuçlarının üzerinden geçeceğiz.
3. E-postayı İlginç ve Okunması Kolay Tutun
Birisi e-postanıza tıkladığında, onu okumaya devam etmesi için ikna etmek istersiniz. Okuyucuyu içeri çekmeye devam etmek için e-postanızın başında bir kanca kullanabilir ve ardından e-postanın sonuna kadar okumaları için okuyucunuzla alakalı bilgiler verebilirsiniz.
Tıpkı bir blog yazısı yazarken olduğu gibi, e-postanızın kolay okunabilmesi için yeterli boşluk bıraktığınızdan emin olun. Kimse dev bir metin bloğunu okumak istemez, özellikle de küçük bir telefon ekranında.
Görsellerle Kalabalıktan Öne Çıkın
İçeriğiniz harika olsa bile, abonelerinizin gelen kutusundaki diğer tüm e-postalardan bir şekilde farklı görünmesi gerekir. Bu stratejiyi e-posta konu satırlarında yapmak biraz zor olsa da (biraz eğlence için emoji kullanmayı düşünebilirsiniz), bir e-postanın gövdesi için mükemmeldir.
Markanız konusunda net olursanız, aboneleriniz aldıkları diğer tüm e-postalar arasında sizi kolayca tanıyabilir. Belki de eğlenceli, cana yakın bir dil kullanıyorsunuz ya da her zaman söyleyecek faydalı bir şeyleriniz var ve hedef kitlenizin sorunlu noktalarına hitap ediyorsunuz.
E-posta yazılımınızı abonenin adını gösterecek şekilde yapılandırarak hedef kitlenize daha kişiselleştirilmiş bir his vermeniz de önemlidir. "Hey, Alice!" yazan bir e-posta, sadece "Merhaba" ile başlayan bir e-postadan çok daha çekicidir.
Online bülteninize daha fazla kişilik kazandırmak için renkli yazı tipleri veya GIF'ler gibi göz alıcı grafikler de kullanabilirsiniz. Bülteninize her zaman özel bir blog banner'ı ekleyin. Hem e-postalarınızda hem de web sitenizde muhteşem ve göze çarpan grafikler oluşturmak için Canva gibi tasarım yazılımlarını nasıl kullanacağınızı öğrenin.
4. Analizlerinize Dikkat Edin
Analitikleri yalnızca web sitenizin ziyaretçilerini ölçmek için kullanmanız gerektiğini düşünebilirsiniz, ancak çevrimiçi bülteninizi yazmak için inanılmaz derecede önemlidirler. Analizler size hedef kitlenizin içeriğinizle olan etkileşimini gösterir, böylece ne tür gönderilerin ve konuların iyi gittiğini görebilirsiniz. Bunu öğrendikten sonra, e-posta mesajlarınızı hedef kitlenize mükemmel şekilde uyacak şekilde uyarlayabilirsiniz.
Hedef kitlenizin sürekli açtığı belirli bir e-posta türü var mı? Bu tür e-postaları daha sık göndermeyi düşünün. Sonuçta, kitlenize sürekli genel e-postalar göndermek yerine onların ihtiyaçlarına dikkat ettiğinizde öne çıkarsınız.
Rankmath gibi bazı WordPress Eklentileri, kitlenizin hızlı bir görüntüsünü ve hangi sayfaların en popüler olduğunu görmenize yardımcı olabilir.
E-posta Açılma Oranı vs Tıklama Oranı
Bu iki istatistik arasındaki fark, e-postanıza daha fazla kişinin tıklamasını (ve gerçekten okumasını) nasıl sağlayacağınızı anlamak için hayati önem taşır. E-posta açılma oranı, e-postanıza gerçekten tıklayan kullanıcıların yüzdesidir. Tıklama oranı ise e-postanızdaki bir bağlantıya tıklayan kullanıcıların yüzdesidir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, cazip bir konu satırı kullanmak e-posta açılma oranınızı artırmanın anahtarıdır.
Öte yandan, tıklama oranınızı artırmanın bir yolu da hedef kitlenize faydalı bağlantılar sağlamaktır. İdeal olarak, onları web sitenizdeki veya blogunuzdaki uygun sayfaya geri bağlamak istersiniz. Belirli bir konuda herhangi bir içeriğiniz yoksa, üretkenlikle ilgili en sevdiğiniz YouTube videosu gibi hedef kitlenizin ilgisini çekecek bir şeyin bağlantısını ekleyebilirsiniz.
Günün Saati Önemlidir
Hedef kitleniz alakalı ve yerinde içeriğinize bayılsa bile, e-postayı gönderdiğinizde cihazlarında değillerse, her gün aldıkları diğer e-postaların arasında kaybolma ihtimali yüksektir.
Bu nedenle, izleyicilerinizin e-postalarınızı günün hangi saatinde açtığını kontrol etmek için analizlerinizi kullanmanız çok önemlidir. Çarşamba akşamları işten sonra mı? Yoksa okuyucularınızın daha fazla zamanı olabileceği hafta sonu sabahları mı?
Bülteninizi hedef kitlenizin okuma olasılığının en yüksek olduğu zamanda göndererek öne çıkmak için kendinize en iyi şansı verin.
E-postalarınızı Farklı Cihazlar için Optimize Edin
Birkaç haber bültenine kaydolduysanız, bazı e-postaların cep telefonlarında veya tabletlerde görüntülenmek üzere optimize edilmediğini kesinlikle kendiniz görmüşsünüzdür. İlginç bir e-postaya tıkladıktan sonra sadece bir cümleyi okuyabilmek için ekranı sağa sola hareket ettirmek zorunda kalmak kadar can sıkıcı bir şey yoktur. Birçok kişi telefonlarında okumak çok zor olduğu için sinirlenecek ve e-postadan çıkacaktır.
E-postalarınız bu cihazlar için optimize edilirse, hedef kitleniz e-postanızı çok daha kolay okuyacaktır. Zor format nedeniyle dikkatleri dağılmayacak ve söyleyeceklerinize daha fazla dikkat edeceklerdir.
5. Değer Sağlayın
Unutmayın, insanların yalnızca e-posta listenize kaydolmasını istemezsiniz, aynı zamanda onları orada tutmak da istersiniz. Bunu yapmanın en iyi yollarından biri, hedef kitlenize her zaman değer sağladığınızdan emin olmaktır.
Hedef kitlenize tam olarak ne istediklerini öğrenerek değer sağlayın. Onlara bir anket gönderin, insanların ne istediğini görmek için blog yorumlarınıza bir göz atın ve kitlenizin demografik yapısını öğrenmek için analizlerinizi inceleyin.
Hatta kitlenizden bilmek istedikleri veya sorun yaşadıkları konularla ilgili olarak size e-posta göndermelerini isteyebilirsiniz. Kitlenizle bire bir etkileşim kurmak, etkileşimi artırmak ve güven oluşturmak için harika bir yoldur.
Şeffaf Olun
Çoğu zaman, özellikle de okuyucularınız henüz size güvenmiyorsa, e-postalarınızda sürekli bir şeyler satmak oldukça can sıkıcı olabilir. Özellikle "şimdi satın al!" ve "zorunluluk yok!" gibi spam içerikli kelimeler kullanmak istemezsiniz. Yalnızca hedef kitleniz rahatsız olmakla kalmaz, aynı zamanda e-posta spam filtrelerini de tetiklemiş olursunuz ki bu da sorunlara yol açabilir.
Satış ortaklığı pazarlamasına yeni başlıyorsanız, e-postanızda satış ortaklığı bağlantıları içerdiğini açıklamanız gerekir. Yapabileceğiniz en kötü şey, yeni bir e-posta abonesini daha size bir şans bile vermeden aldatıcı veya zorlayıcı içerikle korkutmaktır.