Bir arkadaşımın dediği gibi, “Bir yazar olarak yeriniz her zaman doldurulabilir.” Ama unutmayın, bir yazarın işi sadece yazmak değil. Yazmanın yanı sıra düşünmek gibi zor bir görevi daha yerine getirmektir.
Yapay zeka ve ChatGPT yazarları evsiz bırakmayacak mı?
Belki yapay zeka yazmaya yardımcı olacaktır, ancak düşünmek, sentezlemek, noktaları birleştirmek ve hayatı gerçekten yaşamak her zaman bir yazara bağlı olacaktır, böylece hakkında yazılacak her zaman iyi şeyler olacaktır.
ChatGPT ve Google Bard sizin için bir insanla sevişip daha sonrada hissettiklerini bir aşk romanına dönüştüremez. Bunu sadece insan olan yazarlar yapabilir.
En azından şimdilik… :)
Yapay zeka trendini görebilen ve bundan yararlanabilen yazarlar 6 ve 7 haneli rakamlar kazanacak ve milyoner olabilecekler. Çünkü yapay zeka, yazarlar için dijital çalışanlardan oluşan bir ekip haline gelecek.
Bloglar Yavaş Yavaş Yok Olacak ve Sıra Kaliteli Hazırlanmış E-Bültenlere Geçecek
Yeni yazarlar için giriş engeli eskiden yüksekti.
Nasıl kod yazılacağını anlamanız ya da yazmanız için bir web sitesi oluşturacak bir web geliştiricisi bulmanız gerekiyordu.
Sonra da SEO’nun el yordamıyla ilerleyen sanatı sayesinde Google arama motorunun kafa karıştırıcılığını anlamak zorundaydınız.
Şimdi ise bloglar yavaş yavaş ölüyor.
Mesela en son ne zaman bir web sitesi bloguna bakmak için heyecanlandınız?
Bu arada bence bir çok yazar adayı şu an ziyaret ettiğiniz Online Yazarlık Akademisi Bloğumda gezerken heyecanlanıyor.
Çok iyi hatırlıyorum, bundan 15–20 yıl önce sık kullanılanlarıma ekli olan ve her gün düzenli olarak ziyaret ettiğim onlarca blog ve forum siteleri vardı.
O zamanlar güvenli bilgiye ulaşmanın en kolay buydu.
Daha sonra Google ile daha doğru verilere ulaşma yollarını keşfettik ve tek kaynağa bağlı kalmadık mı?
Şimdi ise en doğru verilere chatGPT ve Google Bard ile ulaşabiliyoruz.
Fakat E-Haber bültenleri blogları ele geçirmeye başladı ve daha da geçirecek.
Türkiye’de yazarlar ve blogger henüz bu modaya uymaya başlamadılar. Fakat Global’de ise son iki yıldır e-bültenler ciddi şekilde önem arz etmeye başladı.
Yazarların okuyucu bulmasını sağlayan büyük bir fırsat kapımıza dayanıyor ve oyuna daha yeni başlıyoruz.
Beehiiv , Substack gibi e-bülten platformları çok uzun zamandır var. Fakat doygunluğa henüz yakın bile değiliz. Yabancı olan en iyi haber bültenlerinin çoğu bir yaşında bile değil.
Ne güzel bir fırsat, değil mi?
Haber E-bültenleri yazarları, dikkat ekonomisinden çıkarıp abonelik ekonomisine sokuyor.
Birkaç tane takip ettiğim ve yıllık 7 haneli olarak dolar gelir elde eden e-bülten yazarları bunu çok iyi başarıyor.
Örnek olarak Anthony Pomp ve Lenny Rachitsky’i bir inceleyin.
Doğrudan para kazanma en zor yoldur.
Yazarlar eskiden neredeyse yayınevlerine ve okurlarına “yazdıklarım için bana ödeme yapın” , ”kitabımı satın alın” diye bağırırlardı.
Daha fazla yazar 6 ve 7 haneli gelirlere ulaştıkça, piyasada kazanılan ciddi bir gelir akışıda açığa çıkıyor.
Belki de doğrudan yazarak para kazanmak en zor yoldur. Bu yolda ısrar edenler kıtlık zihniyetine sahiptir ve sonunda hüsrana uğrayıp parasız kalırlar.
İyi yazmak sizi fırsatlar için bir mıknatıs haline getirir. Bu da dolaylı fırsatlar yaratarak size en çok parayı kazandırır.
Peki bu neden böyledir?
Unutmayın, ücretsiz yazılar ücretli yazılardan 10 kat daha fazla paylaşılabilir.
Giderek daha fazla yazar doğrudan para kazanmayı öğrenmeye başladı ve yazdıklarını artık ücretsiz olarak dağıtıyor.
Genelde Yapılanlar:
- E-Kitaplar
- Canlı etkinlikler (Workshoplar)
- Podcastler
- Danışmanlık
- Çevrimiçi eğitim
- Topluluk önünde konuşma
- e-Ticaret
Artık Web sitesi paylaşmak bile yok, sadece bir açılış sayfası (Landing Page) linki paylaşılıyor
Yabancı yazarlar bir süredir, açılış sayfalarının ustaları haline geldi.
Akıllı yazarlar, eski günlerdeki yaz, paylaş ve dua et yaklaşımı yerine, okuyucuların harekete geçmesini ve topluluklarının bir parçası olmasını sağlamak için açılış sayfalarını (tek bir düğmeli tek sayfalık web sitesi) şeklinde kullanıyorlar.
Sizce 35 Sayfa uzunluğunda ciddi emek harcayarak, 2 yıl boyunca inişlerle, çıkışlarla edindiğim tüm tecrübelerimi not aldığım kitabımı okuyucularıma neden bedava dağıtıyorum?
Çünkü takip ettiğim tüm başarılı yabancı yazarlık bunu yapıyorlar. Bunu ben icat etmedim.
Sahip olduğunuz okurlarınız bir topluluktur. Tek ziyaretlik yazar-okuyucu ilişkileri sürdürülebilir değildir ve uzun süredir kayıp olan okuyucu kuzenlerinizi, akrabalarınızı bulmaya çalıştığınız günler artık geride kaldı.
Yeni trend, okuyucularınızı ücretsiz kanallardan, açılış sayfalarından, basit bir yolla topluluğunuza dahil etmektir.
Okurlarınız bir kez oraya ulaştığında, artık onların sorunlarını öğrenebilir ve onlara, size ne için ödeme yapabileceklerini sorabilirsiniz.
Başarılı yazarlar şunu yapıyorlar, topluluklarına haftalık veya aylık anketler düzenliyorlar. Her ankette farklı kesimleri hedefliyorlar. Okuyucularının hangi konuda yardıma ihtiyacı olduklarını araştırıyorlar.
Girişimciliğin temeli, bir probleme çözüm bulmak değil miydi?
Alın size probleme kısayoldan ulaşma yolu.
Sonra okurların sorunlarına bir çözüm üretiyorlar ya da sorunu çözmüş başka birini bulup onun çözümüne ortak oluyorlar. Bu bildiğiniz komisyonculuk.
Yazarlık artık ticaretten ve iş dünyasından farklı bir şey yapmıyorlar. En azından ülkemizde olmasa bile globalde bu şekilde ilerliyor.
Bu yazıyı yazma nedenim yurtdışında gördüğüm fırsatı ülkemizde de popüler hale getirebilmek.
Unutmayın, İşletmeler hayatta kalmak için bir sorunu çözerler, artık yazarlar da öyle yapıyor.
Sadece çalışanlar gibi düşünen ve insanların bayıldığı hipster muamelesi yapan yazarlar artık iflas ediyor.
Bu çok üzücü ama benim gibi insanların, yazarlığın artık nasıl işlediğini açıklamaktan başka yapabileceği pek bir şey yok.
Üzgünüm o eski klasik yazarlık günleri artık geride kaldı.
Geç kalmak istemiyorsanız bu trendlere uyum sağlamanız gerekiyor.
Dikkat edin ve sonunuz NOKIA gibi olmasın.
Artık Kitap anlaşması yok, onun yerine kendi yayınladığınız kitaplar var
Seçilme fikri eskiden yazarları çileden çıkarırdı.
Birilerinin kapılarını çalıp “tebrikler, eserinizi yayınlamak ve sizi bir yıldız yapmak istiyoruz” diyeceği bir günü hayal ederlerdi.
”Lütfen şurayı, şurayı ve şurayı imzalayarak hayatınızı bize bağışlayın.”
Yazarlar için artık koşullar değişti.
Artık kitap yayıncıları online yazar platformlarında yazar arıyorlar.
Belirli bir kitleleri olan yazarlara açlar.
Tabi ki sektörün bitmesi ve bu vb. kitap anlaşması seçenekleri halen mevcut fakat birçok yazar kendi kendine yayınlamayı tercih ediyor çünkü:
- Tüm para kendilerinde kalıyor
- Süreci hızlı ilerletebiliyorlar
- Yazıları için çılgın fiyatlar talep edebiliyorlar
Kitaplar ilişki geliştiricidir. Artık isterseniz ayda bir kitap yayınlayabilirsiniz. Ardından Amazon reklamlarını kullanarak kitabınızı bir kitleye tanıtabilir ve yatırımınızdan olumlu bir yatırım getirisi elde edebilirsiniz.
Sizinle kendimden canlı bir örneğini paylaşayım. Amazon’da an itibari ile satışta olan kitaplarım mevcut ve bana her satıştan para kazandırıyor.
Buna ek olarak kitaplarım sayesinde, Amazon’dan ISBN numarasına da sahip olduğum için, Medium’a başvuru yapıp platformda onaylı yazar sticker’ı aldım. Medium Profilimde onaylı mavi yazar sticker’ımı görebilirsiniz.
Aşağıda bu konuda yazığım yazıyıda paylaşıyorum, okumak isterseniz ona da bakabilirsiniz.
Çok uzatmadan toparlayım.
Çok para demek çok fazla boş zaman demektir.
Yazarlar açlık çeken sanatçılar değiller.
Merak etmeyin, akıllıca hareket eden internet meraklısı yazarlar interneti ele geçiriyor. Fakat gelişmeyi reddeden yazarlar için bu filmin sonu çok iyi görünmüyor.
Maalesef Dünya hiç bir zaman adil olmadı ve olmayacak. Onu yaratıcılığınızla adil hale ancak size getirirsiniz.
Artık vakit, yazarların çevrimiçi yazarlık yaparak kolaylıkla 6 ve 7 haneli gelirler kazanması ve her şeyi yapmak için daha fazla boş zamana sahip olmaları için en harika zamanı gösteriyor.
Tek gereken şey: Açık bir zihin ve yazarların zaten yaptıkları en iyi şeyi yani yazma eylemini sürdürmeleridir. Geriye tek kalan iş ise bunu doğru şekilde yayarak çoğaltma becerisidir.