Sanırım, insanların büyük bir kısmı yazarlar hakkında şöyle düşünüyorlar. Yazarken, ipek veya keten giysiler içinde… hatta bazen pijamalarla… elinde her zaman kahve fincanı veya uzaklara bakan bir bakışla, esintili ortamlarda otururken… parmakları aynı bir piyanistin ki gibi klavyede dans ederken.
Bunu düşünmelerinin asıl sebebi, temelde yatan ve çoğu insanın arzuladığı şey olan kendi şartlarına uygun istediği şekilde çalışmak yatıyor.
İşte bu nokta, ağacın en tepesinde bulunan en tatlı meyveye ulaşma arzusudur.
Evet çok istekliyiz, ama tek bildiğim şey birkaç denemeden sonra vazgeçecekler ve ÇOĞU asla yazar olamayacak.
Demek istediğim şey, hevesle başlıyorlar, deniyorlar, bir süre yapıyorlar ve sonra bahaneler bularak, hızla bir anda sönüyorlar.
Peki, bu kadar kolay görünmesine rağmen, aslında “YAZMAK” bu kadar zor mu?
Hem evet, hem hayır.
Buna daha iyi cevap vermek için kendimi bir kobay olarak kullanmama izin verin.
2 YIL ÖNCE BEN
İki yıl önce; Yola atlayan, tipik bir aceminin aşırı iyimser coşkusuyla pompalanan, gözlerini Blog ve Medium yazarlığı dünyasının en yüksek tepelerine dikmiş hevesli yazanlardan biriydim.
Tüm gereçlerimi; Çalışma odamı, farklı tonlar veren ışığımı, müzik sistemimi, bilgisayarımı, en güzel kalemlerimi aklınıza gelen her şeyi hazırladım.
Aynı, fındık arayan aç bir sincabın şevkiyle yazmaya başladım.
Her şey harikaydı. Yazı üstüne yazı yazmaya ve paylaşmaya devam ettim. Aynı, bir yazı makinesi gibiydim. Durdurulamazdım.
5. gün… (Her şey yolunda. Sanırım, Medium’da viral yazılar yazan seçkin yazarlar grubuna girmek üzereyim, ayrıca kendi bloğumda da, Google Trenlere girmek üzere ve inanılmaz trafik çekeceğim diye düşünüyordum.)
15. gün… (Tamam, sorun değil. Bu başarılara ulaşmak, belki biraz zaman alıyordur… ama asla pes etmiyorum.)
30. gün… (Aaaa…hmmm…)
40. gün… (Sanırım, yazmak için BECERİKSİZİM.)
45. gün… (Neden boşu boşuna uğraşıyorum ki?)
Peki ne oldu(!?)- O an hiçbir fikrim yoktu.
YA SONRA.
1.PERDE; 2. SAHNE-İkinci deneme
Yazarlığın %10'u yetenek, %90'ı ise bilginin yeniden üretildiği mühendislik gibidir.
Eğer yazmayı bir yol olarak seçtiyseniz, bu hayatınızın değişmez bir parçası olacaktır.
Ben ancak temiz bir sayfa açarak yazmaya yeniden başladığımda büyüdüm.
Yazmakla ilgili doğru olduğunu ‘düşündüğüm’ her şeyi öğrendim.
Tüm bakış açımı değiştirdim, her vazgeçmeyi düşündüğümde yeniden başladım.
Ancak her seferinde de büyük değişimlere tanık oldum.
1. İlgi odağı olmayı bırak
Yazmaya başladığımda, bloğumda basit olan her şeyi yazıyordum..
İnsanların bir şey hakkında ne düşündüğümü ya da hayatımda neler olduğunu okumayı seveceklerini düşündüm.
Aslında bloğumu, Twitter(X) gibi kullanıyordum, diyebiliriz.
Ama yazmak bu değil mi?
Düşüncelerinizi dile getirmek?
İtiraf etmeliyim ki….. bu soruların cevabı beni incitti.
Benim düşüncelerin bir çok kişinin umurunda değildi.
Ne değişti?
İkinci seferde denediğimde, spot ışıklarını bu kez takipçi ve izleyicilerime çevirdim.
Kendime şu soruları sordum.
- Okuyucu ne istiyor?
- Onlar için hangi sorunu çözüyorum?
- Bu yazımdan nasıl bir çıkarım sağlayacaklar?
Bunlar, her zaman bir konu hakkında yazmaya başlamadan önce aklımda olan yol gösterici sorulardır.
Bu sizinle ilgili değil; ONLARLA (okuyucularınızla) ilgili.
2. Herkes için yazmayı bırak
Odağımı hedef kitleme kaydırmam gerektiğini fark ettikten sonra, geriye biraz daha ince eleyip sık dokumak kaldı.
Hedef kitlem kim?
Gerçek senaryo şuydu: Bir gün yaşam koçuyum, ertesi gün ebeveynlik, üçüncü gün öfke kontrolü üzerine görüşlerimi dile getiriyordum. Diğer bir günde, Elon Musk hakkında yazıyordum.
Açıkçası, HEDEF bir kitlem yoktu.
Aynen bir radyo kanalı gibiydim ve herkesle konuşuyordum.
Ne değişti?
Hedef kitlemi seçtim ve profillerini çıkardım.
TAM OLARAK kimin için yazıyorum?
Bunu yaptıktan sonra, sorunları nedir, ne soruyorlar, internette neredeler gibi sorulara daha iyi ve daha kesin yanıtlar buldum.
Hedef kitlenizi tanımak, yazılarınıza lazer odaklı bir yaklaşım kazandırarak erişiminizi artırır ve güçlü bir topluluk oluşturur.
Benim, hedef kitlem; Her türden ve seviyeden yazılar yazan, online (çevrimiçi) olarak var olmak ve bunun için yol haritası, doğru platform, motivasyon için rehberlik arayan yazarlar idi.
Yazarlığı kendi içinde kitap yazarı, şair, blogger, köş yazarı vb. seviyelere ayırmayı sevmiyorum. Bence bir insan hangi türde ve hangi platformda yazıyor olursa olsun. O kişi bir YAZAR’dır.
3. Okuyucuları etkilemek için yazmayı bırak
TEKAMOLO’nun, ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Merak etmeyin… Bunu çoğu insan bilmez. Bende Almanca öğrenmeye başlayana kadar bilmiyordum.
Eskiden yazılarımda, böyle kafa karıştırıcı ifadeler kullanırdım.
Okuyucularımı düşündürmek için yazılarıma ‘zeki’ kelimeler ve ‘akıllı’ gösterdiğini sandığım ifadeler serpiştirirdim.
Okuyucularımın benim için “Çok zeki olmalı!”, “Kelimelerle nasıl oynayacağını biliyor” vb. düşündüklerini sanırdım.
Neden yaptığımı bilmiyorum, sanırım o dönemki modaya uymak arzusundaydım. Şanslıyım ki, çok geç olmadan tarzımı değiştirdim.
Ne değişti?
Anlaşılır olmanın yolu çok basit, yazılarınızı basit Tutun(!)
Bu sayede çok daha anlaşılır olursunuz.
En iyi yazarlar, ne söylemek istediklerine odaklanır. Bunu da doğrudan en basit kelimelerle anlatırlar.
Bende odak noktamı üç şeyle değiştirdim:
Okuyucularıma hızlı ve en basit şekilde değer sunmaya odaklandım.
En basit şekilde, yazılarımı okurken onları uyutmadan tutmayı hedefledim.
Okuyucunuzu her zaman fazla çaba sarf etmek istemeyen tembel bir kişi olarak hayal edin.
Teknolojinin, günümüz insanına en büyük yan etkisi, bilgiyi hızlı tüketmelerini sağlamak oldu.
Açıkçası ben eskisi kadar çok kitap okumuyorum.
Artık seyahat halinde ve araç kullanıyorken, ya sesli kitap okuyorum, yada yapay zekalara kitap özetlerini hazırlatıp kısa süre içinde onları okuyorum.
Bu sayede ayda 2–3 kitap okuyan birisi iken, bu metodalar ile belki de 10–15 kitap okumuş deneyimi edinebiliyorum.
Özetle, hızlı, basit ve eğlenceli yazılar yazın.
4. Dinleyicileri uyutmayı bırak
Uyku hakkında konuşalım…
Okul yıllarınızı hatırlıyor musunuz?
Derslerinizi sevseniz de sevmeseniz de dinlemek zorundasınız.
Biz yazarlar olarak aslında sıkıcı ve ilgi çekmeyen öğretmenleriz.
Ben, geçmişte okuyucularımın hoşuna gidip gitmediğine bakmaksızın yazmaya devam ettim.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, pek ilgi görmüyordum.
Ne değişti?
Diğer hikayelerime de baktım ve şunu düşündüm:
Beni aşağı çeken neydi?
Yazılar, ilgi çekici olmalıydı.
Hemen yazılarıma eğlenceli unsurlar eklemeye başladım.
- Gerçek hayatımdan kesitler ve mini hikayeler
- Komik olaylar
- İlginç benzerlikler
Bunları yaptığınızda, en yavan içerik bile ilginç hale getirilebilir.
Sadece doğru anlatma sanatını bilmeniz gerekir.
5. Başkası gibi konuşmayı yazmayı bırak
Bu yolculuğa çıktığınızda diğer olan bir şeyde, başka yazarlardan esinlenirsiniz.
Ben de farklı değildim.
Pek çok insandan, çok fazla şey kapmaya başladım.
Biraz buradan, biraz da oradan.
Ne değişti?
Başkalarını okumayı bırakmadım ama onları taklit etmeyi bıraktım.
Özgün sesimi ve bir şeyleri söyleme tarzımı korudum.
Tahmin edin ne oldu, bu tarzda yazmak önceki yazılardan çok daha kolaydı.
6. Öğrenmeyi bırak; yapmaya başla
Bu arada ben harika bir araştırmacıyım.
İnsanlar hangi buzdolabının daha iyi olduğu, hangi kursun daha iyi olduğu, hangi konaklamanın daha iyi olduğu, şu anda hangi yerin ziyaret edilmesi gerektiği gibi konularda yardım almak için bana gelirler.
Aynı şekilde bloğumdan da gelen bir çok soru var. Mesela, hangi platform üzerinden blog sitesi kurulursa daha iyi olur, alan adını nasıl ve nereden alayım vb.
Yapım gereği yazmaya başladığımda da bir sürü araştırma yaptım.
Ne kadar çok ‘öğrendiysem’, o kadar çok bilgi ile tıkandım.
‘Mükemmel’ hikayeyi ortaya çıkarmak için çok fazla şeyi karıştırıyordum.
Sonuç mükemmel olmaktan çok uzaktı.
Ne değişti?
Hatalar hakkında okumak yerine hatalar yapmaya başladım.
Kelimeleri sayfaya dökmeye ve yayınla tuşuna daha çok basmaya başladım.
‘Bilgi’ perdelerinin arkasına saklanmayı bıraktım ve ortaya çıktım.
İşte o zaman içimdeki gerçek yazarı keşfettim.
Mükemmelliğin gelmesini beklemeyin, o gelmeyecek.
Yazarlık oyununu kuralına uygun ve daha iyi oynamanız için size küçük bir hediye vermek istiyorum — Buradan Alabilirsin.
Tüm mücadele eden yazarları daha fazla yazmaya teşvik etmek ve motivasyonlarını yüksek tutmaya teşvik eden bir e-bülten hazırladım — Bültenime Buradan Katılabilirsin.