Çocukken komşularınızın zillerini çalıp, kaçtınız mı?
Ben defalarca yaptım ve çok zevk aldım.
Şimdi aynı tekniği, Medium’da uyguluyorum ve aynı zevki yine yaşıyorum.
3 yıl boyunca Medium İngilizce bloğum’da büyüyebilmek için, bir çok stratejiyi denedim.
İçlerinde en yavaş olanı, bir çoğunuzun da şu sıralar yaptığını gözlemlediğim;
Sadece kaliteli ve düzenli şekilde yazılar yazmaktır.
Bu tabi ki, bir yazarın yapması gereken ilk ve en önemli şey olmalı. — OK
FAKAT, bir süre sonra ne olacağını size söyleyim mi?
O kadar yavaş büyüyecek ve kitle edineceksiniz ki, o en değer verdiğiniz ilk başlarda yazdığınız büyük eserler, algoritmaya kurban gidecekler.
Bu yazımı okuduktan sonra, lütfen Medium Türkçe bloğumun profilime girip 2 dakika gezinin ve ilk yazdığım yazılarıma bir bakın.
Büyük ihtimalle, işinize çok yarayacak ama altlarda algoritmaya kurban gitmiş, inanılmaz eserler bulacaksınız.
Dikkatinizi çekenlerin, alkış ve yorum sayılarına bir göz gezdirin.
NASIL yaaa, diyeceksiniz.
İşte, tam da bundan bahsetmek istiyorum.
Çok büyük motivasyon ve beklenti ile yazdığımız, o ilk eserlerimiz, yeni okuyucularımız ile hiç bir zaman etkileşim kuramayacak.
“Yaşanmışlıklarım + Emeklerim + Eserlerim > Algoritma” demek istiyorum. — G.Y.
Peki ne yapacağız?
Yazmaya başladığınız ilk günden itibaren, büyüyebildiğiniz kadar hızlı şekilde büyümelisiniz.
Bunu en başta hemen şimdi yapmaya başlamalısın.
1. Sosyal Medyanın Günücü Kullanın.
Bunu, şuna benzetiyorum.
Elinizde, kendinize ait olan süper bir eseriniz var.
Bu eserinizin, hak ettiği karşılığı bulmasını istiyorsunuz.
Eş — dost — akraba meclislerinde, eserin güzelliğini anlatıyor. Ek olarak da, harcadığınız emeğin karşılığını alamadığınızı, eserin değerini bulamadığını anlatıyorsunuz.
Tüh, Şansa bak.
Tam da böyle bir dönemde iken, evinizin altında aylardır boş duran mağazayı, sergi olarak kullanmak için ünlü bir organizasyon şirketi satın almış.
Hatta ilk sergilenecek yüz üründen, ek bir sergi ücreti de alınmayacakmış.
Bir de üstüne, online VR ziyaret desteği ile tüm dünyadaki meraklılara, tüm eserler sergilenecekmiş.
Sosyal medya, evinizin altında açılan o sergidir.
O müzedir, o yazarların buluşma günüdür, kitaplarınızın imza günüdür, hikayenizi anlattığınız, her şeyi dünyaya sunacağınız ve tam olarak ihtiyacınız olan “O” yerdir.
Anlıyorum, Bloğun’da — Medium’da büyümek istiyorsun.
Ama, hızlı büyümen lazım, yoksa o eserler profilin en aşağısına hapsolacak.
Hikayelerinizi sosyal platformlar da yayabildiğiniz kadar yayın, sesinizi duyurabildiğiniz kadar duyurun.
Anonim’mi yazıyorsunuz ?
O zaman da, sosyal medyada anonim hesaplar açın.
Bulun, anonim bir isim; “Aşkla Yazar” — “Aşkına Yazar” —” Aşkına Keder” — “Kederine Yazar” vb. orası artık size kalmış.
Medium’da yazdığınız her yazıyı, sosyal platformda ki hesabınızdan da paylaşmaya hemen başlayın.
Arama motorları, azımsanmayacak bir trafik getirir.
Twitter arama motorları için ciddi sonuçlar sağlar.
Yazınızda geçen bir anahtar kelime trend olur ve o yazıya binlerce ziyaret getirir.
Şimdi gelelim, kendi uyguladığım o gizli tekniğe.
2. Zillere Basıp Kaçma Tekniği
Şimdiye kadar, mahallenizde bulunan apartmanların zillerine toplu şekilde basıp kaçmadıysanız, hemen dışarı çıkın ve bunu deneyin.
Ya da artık yaşım ilerledi, millete rezil olmayayım, derseniz.
Bunu, Medium’da nasıl yapacağınızı anlatayım.
Bire bir olmasa da, benzer keyfi alıyorum diyebilirim.
Medium’un ilk zamanlarında, clap (alkış) önemli bir etkileşim yoluydu.
Fakat artık çok fazla fayda sağlamıyor.
Çünkü, bir okur, yazanın yazısını alkışladığında, e-mail olarak bildirim gitmez.
Yani kapısı çalınmaz.
Kapıyı çalan bir kaç tane yöntem vardır;
Yazarın, hikayesinin içinde, etkilendiğiniz yeri seçtiğinizde açılan menü ile başlar.
Açılan menüyü inceleyelim;
X - Twitter (kuş) logosunun yanında ki, yorum sembolünü seçerseniz;
İşaretlediğiniz cümle ve kelimeyi, yorum satırına otomatik olarak taşırsınız. Altına da, yazmak istediğiniz yorumu yazabilirsiniz.
En soldaki kalem işaretini seçerseniz;
Seçtiğiniz cümle ve kelimeyi işaretlersiniz. İşaretlendikten sonra, o yazıda sonsuza kadar isminiz kalır. Her okuyucu, sizin adınızı görür.
Bu metod ile etkileşim kuran birisi olduğunuzu gösterirsiniz.
Yeni tanıştığı kişi ile muhabbet etmeyi seven iki kişinin buluşma yeridir oraları.
Mesela, bu satırı işaretleyip deneyebilirsiniz. İsminiz, işaretlediğiniz alanın yanında, her okuyucu tarafından görülecektir.
İsminizi gören ve etkileşim kurmak isteyenler yazarlar — okurlar, hemen sizi takip etmeye başlayıp, yazılarınız üzerinden sizinle etkileşim kurmaya başlayacaklar.
En Sağdaki kilit işaretini seçerseniz;
Yazara özel not yazabilirsiniz.
Sadece yazar görür. DM gibi düşünebilirsiniz.
Ben yukarıda ki, üç önemli zile basma metodunu gün içinde hem İngilizce hem de Türkçe bloğumdan, en az 50 zamanım olursa da bazen 100 kez uyguluyorum.
Neden, bu yöntemlere “Zile Basıp Kaçma Tekniği” dediğimi merak ediyor musunuz?
Bu üç etkileşim şekli, her yapıldığında yazara e-mail olarak bir bildirim gider.
Yani ziline basıp kaçmışsınızdır.
Ama tek bir fark var. Bu sefer zile kimin bastığını bilerek gösteriyoruz.
Göstere göstere ziline ben bastım diyoruz.
Sonuç
Clap (Alkış) modası artık git gide Medium’da azalmaya başladı.
Tıpkı yazdığınız hızda, diğer Medium yazarları ile etkileşim kurmalısınız.
Medium’da ki yeni trend, anlattığım bu üç zile metodunda gizlidir.
Okuduğunuz yazarlara geri dönüş yapmaktan çekinmeyin.
Ziline basıp, düşüncelerinizi paylaşın.
Elde edeceğiniz kazanımlara şaşıracaksınız.
Geçtiğimiz hafta “Medium Türkiye” olarak, bir yazar topluluğu kurduk. Topluluğumuz da, sadece bir haftada 150d kişiden fazla, birbirinden kaliteli — saygılı — seviyeli yazar olarak bir araya geldik. Yazmaya dair her şeyi toplulukta tartışıyor ve yazıyoruz. Yazarken dinlediğimiz şarkıları birbirimizle paylaştığımız kanallarımız dahi var. Sen de, yazmaya bizim kadar tutkuluysan topluluğa katılmak için buraya tıkla.
Yazarlık yolculuğunuzu, Medium’da kuralına uygun ve daha iyi yapabilmeniz için size bir e-kitap hediye etmek istiyorum — Buradan Alabilirsin.